Isparta’da 13-14 Eylül’de yapılan MODİFEST, atılan egzoz çığlıklarıyla değil, sosyal medyada patlayan görüntüleriyle akıllara kazındı. Sabahın köründe mahalleliyi piston sesiyle uyandırmak, egzozla kahve köpürtmek ve bass sesleriyle kuşların göç yolunu değiştirmek başarıdır doğrusu!
Ama iş bununla kalsa iyi. Sosyal medyaya düşen görüntüler var: minibüs üstünde dans eden genç kız, elinde alkol şişesiyle arabasına bakım yapan delikanlı… İnsan bir an “bu fuar mı, yoksa YouTube içerik üretici kampı mı?” diye düşündü.
Ardından Vali Abdullah Erin çıktı, gayet sert bir açıklama yaptı. “Gayri ahlaki görüntülere göz yummayız, çoğunluğun yaşam tarzına saygı gösterilmeli” dedi. Doğru, haklı, eyvallah. Ama buradan sonra olay biraz fazla büyüdü. Çünkü sabah gürültüye uyanan vatandaştan çok, akşam televizyon açınca fuarı izleyen vatandaş yoruldu.
Yahu, tamam minibüs üstünde dans etmek bizim geleneklerde yok, ama bunu memleketin en büyük meselesi haline getirmek de biraz fazla değil mi? Sonuçta orası Gökkubbe Fuar Merkezi, göğe çıkılacaksa minibüs üstünden başlanmış, çok da şaşırmamak lazım!
Olayı öyle bir gündem yaptık ki, Isparta’nın trafik, yol, otopark, okul, iş, güç sorunları bir anda arka sıraya düştü. Sanki şehrin en önemli meselesi “araba mı daha gürültülüydü, yoksa açıklamalar mı?” oldu.
Benim gördüğüm şu: tepki normal, vatandaşın da Valiliğin de hassasiyetini anlıyorum. Ama işi bu kadar büyütmek? Abartmayalım… Arabaların egzozundan çıkan duman geçer, ama memleket meselelerinin üzerini kapatmaya kalkan duman kolay kolay dağılmaz.
Kısacası: Fuarın sesi fazla çıktı, doğru. Görüntüler rahatsız ediciydi, eyvallah. Ama gündemde bu kadar yer kaplaması… İşte o kısım biraz abartı oldu. Keşke bazen Isparta’yı bütün Türkiye’ye reklam etmeden, küçük problemleri sessizce çözmeyi de becerebilsek.
Neredeyse sessizce çözemediğimiz her mesele, egzozdan çıkan ses gibi patır patır duyuluyor.





















YORUMLAR