Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Gazete32 Whatsapp İhbar
Afşın Topçu
Afşın Topçu

Kul Hakkı mı? O da Ne?

Bizim Isparta’da ilginç bir durum var. Bazı insanlar “Elhamdülillah Müslümanım” sözleriyle geziyor. Ama iş kul hakkına gelince, sanki dinin en basit, en temel emirlerinden biri değilmiş gibi davranılıyor. Hani bazen düşünüyorum da, kul hakkını çiğnemek için ayrı bir fetva mı çıktı da bizim haberimiz yok acaba?

Bakın Kur’an’da apaçık yazıyor:
“Kim zerre kadar hayır işlerse onu görür. Kim de zerre kadar şer işlerse onu görür.” (Zilzal Suresi, 7-8)

Şimdi, “zerre kadar” şer işleyenin bile hesabı sorulacaksa; insanların emeğini yiyen, hakkını gasp eden, üç kuruşluk menfaat için kul hakkını hiçe sayanların hali nice olacak?

Bir de Peygamber Efendimiz’in şu hadisi var:
“Müflis kimdir, bilir misiniz? Müflis, kıyamet günü namaz, oruç ve zekâtla gelir; fakat şuna sövmüş, buna iftira etmiş, şunun malını yemiş, bunun kanını dökmüş, şunu dövmüştür. Haklarını yediği kimselere sevapları verilir; sevapları tükenirse onların günahları kendisine yüklenir, sonra da cehenneme atılır.” (Müslim, Birr 59)

Evet, işte “müflis” yani tam takır iflas etmiş olan… Ama bizim bazı dindar görünümlü arkadaşlar, bu hadisi ya hiç duymamış ya da “benim çevremde geçerli değildir” diye düşünüyor.

Komedi şu ki, bunların çoğu en önde saf tutar, en uzun duayı eder. Fakat işçinin maaşını ödemez, memurun hakkını keser, ticarette üç kâğıt yapar. Sonra da çıkıp “Elhamdülillah Müslümanım” diye göğsünü kabartır.

Hani insan kendi kendine soruyor: Bu nasıl bir Müslümanlık kardeşim? Namaz kılmak, oruç tutmak tamam da, kul hakkını yeme: Yoksa Olmaz Ki!

Hele bir de siyasetçiler var ki… Onların kul hakkı meselesi çok daha ağır. Çünkü onlar sadece bir kişinin değil, binlerin hatta milyonların hakkını taşıyor sırtında. Yanlış bir karar, adaletsiz bir uygulama, kayırmacılık, israf ya da yolsuzluk… bunların hepsi doğrudan kul hakkı. Ve o haklar öyle üç-beş kişinin değil, bütün bir milletin hakkı.

Ama gel de bunu anlat… Çünkü onlara göre kul hakkı “basit bir ayrıntı”. Oysa Allah Teâlâ, kendi hakkını affedebileceğini ama kul hakkını affetmeyeceğini apaçık buyuruyor. Yani işin özü şu: İstediğin kadar nafile ibadet yap, istediğin kadar dini söylemlerle ortalarda dolaş; eğer birinin hakkını yediysen, kıyamet günü o hak seni yakalayacak.

Bir gün gerçekten merak ediyorum: Bu dünyada insanları aldatan, emeğini gasp eden, rızkını çalan, milletin vergisini hoyratça harcayan “dindar” görünümlü münafıklar, öte tarafta alacaklı kuyruğuna girince ne yapacak? Orada da “abi halledelim, aramızda kalsın” diyebilecekler mi acaba?

Dinle alay edenlere kızarız da, bazen dinin en önemli emrini hiçe sayan “dindar taklitçileri” kadar kimse dinle dalga geçirmiyor aslında. Hele hele, halka hesap vermesi gerekenlerin kul hakkını göz göre göre çiğnemesi, işin trajikomik zirvesi.

Belki de şöyle bitirmek lazım:
Bu ülkede kul hakkı yiyenler için ayrı bir kamp açılsa, emin olun yatacak yer bulunmaz!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER