Son günlerde gazete32’ye şöyle bir bakıyorum; haberlerin yarısı aynı yerden geliyor:
“Narkotik Şube yine operasyon yaptı…
Yunuslar yine durdurdu…
Şu kadar SKUNK, bu kadar hap, şu kadar metamfetamin…”
Yahu helal olsun!
Isparta İl Emniyet Müdürlüğü koşuyor, didiniyor, gece-gündüz nöbet tutuyor.
Resmen “Bu şehirde uyuşturucuya yer yok!” diye bir savaş veriyorlar.
Ama sonra bir düşünüyorum…
Bu kadar operasyon varsa, bu kadar gözaltı varsa…
Demek ki ortada ciddi bir sorun da var.
Hadi kendimizi kandırmayalım:
“Güller diyarı” diyoruz ama bazen gülün altından da başka kokular geliyor.
Eskiden mahallede en fazla kavga “çarşıda dürümü kim ısmarlayacak” kavgasıydı.
Şimdi bakıyoruz, 15 yaşındaki çocuk “abi bana bi sar” diye konuşuyor.
Bu iş nereye gidiyor?
Önce hakkı teslim edelim:
Isparta Emniyeti bu konuda gerçekten olağanüstü bir mücadele veriyor.
Her hafta 3 operasyon, 5 yakalama, 6 gözaltı…
Sanki şehrin üstünde görünmez bir ağ var, biri yanlış yola sapınca “şak!” diye düşüyor içine.
Ama işte polis ne kadar yakalarsa yakalasın,
evdeki kapı açık kalırsa soğuk içeri girer.
Uyuşturucu belası da böyle.
Sadece polisle çözülmüyor.
Aileyle çözülüyor.
Okulla çözülüyor.
Mahalleyle çözülüyor.
Toplumla çözülüyor.
Bir de işin acı ama gerçek kısmı var:
Isparta küçük şehir…
Burada herkes birbirini tanır.
Bir genç yanlış bir ortama düştüğünde,
5 dakika sonra bütün şehir duyuyor ama kimse “gel bakalım, ne oluyor?” demiyor.
“Boşver, ailesi halletsin.”
“Karışmayalım, ayıp olur.”
“Bizim çocuk yapmaz.”
İşte bu cümleler yüzünden gençler sessizce kayıyor ellerimizden.
Bir de şu işin “komik ama trajik” tarafı var:
Telefonuna bakmak ‘özel hayat’ diye tabu, ama çocuğun 22.30’da sokakta ne yaptığı kimsenin umurunda değil.
Telefon özel hayat,
ama sokak ortak kader… öyle mi?
Hadi oradan!
Evladın yanlış yola gidiyorsa,
telefonu değil, evin kapısını kontrol edeceksin.
Nerede geziyor, kimle oturuyor, hangi videoları izliyor,
kimin açtığı TikTok canlısına kaptırmış kendini…
Bunları bilmek özel hayatı ihlal değil;
anne-babalık görevidir.
Ben buradan ailelere küçük bir çağrı yapayım:
– Çocuğunuzun arkadaşlarını tanıyın.
– Eve gelen giden tipleri görmezden gelmeyin.
– “Benim çocuk yapmaz” cümlesini hayatınızdan silin.
– Polisi gördüğünde rahatsızlık duyan genç, yanlış yere bulaşmış gençtir.
Bunu unutmayın.
Ve en önemlisi:
Sevginizi, ilgiyi ve konuşmayı ertelemeyin.
Ertelemenin sonu bazen telafi edilemeyen sonuçlara çıkıyor.
Isparta Emniyeti savaş veriyor,
ama bu bir toplum savaşı.
Polis yakalar,
hakim cezayı verir,
ama çocuğu kurtaracak olan aile, mahalle ve toplumdur.
Şehir olarak el ele vermezsek,
bir gün elimizde gül değil, diken kalır.
Son söz:
Isparta narkotik ekiplerini, Yunus Timlerini ve tüm emniyet personelini gerçekten tebrik etmek gerekiyor.
Bu mücadelenin her satırında alın teri var, emek var, sabır var.
Onlar görevini yapıyor…
Peki ya biz?
Hadi biraz da biz üzerimize düşeni yapalım. Çünkü bu şehir bizim, bu gençlik bizim, bu gelecek hepimizin.

