5 M

Beni tanıyanlarınızın çoğunluğu; söylediğim her sözden bir çıkarımda bulunması gerektiğini düşünürler ve öyle boş boş konuşmazlar. Zira hiç sevmem boş konuşanları. O yüzdendir ki, sohbetime katılanlar dopdolu insanlardır. Ben onlardana kaparım-onlar benden.. Bizbize oluruz anlayacağınız. Ülkemizin içinde bulunduğu durum ve gelişen olaylara karşı hiçbirimiz duyarsız kalmayız. Biz hep yorumlarız. Umarsız olmadığımızı, vatansever duygularımızı kaybetmediğimizi, insan […]

Beni tanıyanlarınızın çoğunluğu; söylediğim her sözden bir çıkarımda bulunması gerektiğini düşünürler ve öyle boş boş konuşmazlar. Zira hiç sevmem boş konuşanları. O yüzdendir ki, sohbetime katılanlar dopdolu insanlardır. Ben onlardana kaparım-onlar benden.. Bizbize oluruz anlayacağınız.

Ülkemizin içinde bulunduğu durum ve gelişen olaylara karşı hiçbirimiz duyarsız kalmayız. Biz hep yorumlarız. Umarsız olmadığımızı, vatansever duygularımızı kaybetmediğimizi, insan sevgimizi ve kültürel değerlerimizi yaşatmamız gerektiğini hep gösterme gayretinde oluruz. Sadece konuşmakla kalmaz; öncelikle hanemizde, sonrasında da çevremizdekilerle sürekli paylaşımlarda bulunuruz. Kimi zaman ağır gelir sözlerimiz. Ama hep aynıdır öz’lerimiz, özlemimiz..

BENİM İNSANIM diye başlayan söylemlerimde ben; aynı duyguları yaşayan-paylaşan memleketimin güzel insanlarını kasdederek konuşurum. Benim o güzel insanlarım; ya mağdur edildiğinde, ya mahrum edildiğinde, ya mahkum edildiğinde, ya mecbur edildiğinde hep mağrur insanların ekmeğine yağ sürmüştür diye düşünürüm. Yani 4 M= 1 M

Halbuki insanımızın memmun ve mutlu edilmesi en temel yaklaşım olmalı derim ben. Hangi siyasi düşünce iktidar olursa olsun; önce memleketimin güzel insanının refahı ve mutluluğu için çalışılır, sonra sınırlar aşılır diye bilirim ben.. Sahi siz nasıl bilirsiniz? Ben mi yanılıyorum?

Üst paragraftaki ifademi daha anlaşılır hale getirmem gerekirse; insanları aç ve yardıma muhtaç hale getirirseniz mağdur olurlar, böylelikle de temel yaşam beklentilerinden mahrum olurlar. Müdahale etmez ve görmezden gelirseniz; mahkum edersiniz ve ar’lı olanlar açlıktan bitap düşerler ama kendilerini ifşa etmezler. Bu durumdan kurtulmalarını temin için desteği şarta bağlarsanız; mecbur edersiniz, tercih haklarını ellerinden alırsınız. Böylece memnun ettiğiniz insanları da size ve isteklerinizi yerine getirmeye mecbur edersiniz!

Buyrun, herkes istediği çıkarımda bulunabilir..

Ben günlük siyasetin değil, riyasetin adaletinin peşindeyim. Gazete okumaktan-haber dinlemekten imtina eder hale geldim. Okuduklarım-dinlediklerim olmayan tüylerimi diken diken ediyor. 100.000 Suriyeli’ye insanî gerekçelerle yardım ediliyor, imkânlar seferber ediliyor ama adamların isyanı bile bize zarar, kimseler görmüyor. Maliyetin faturası, bu işe rızası olmayanlardan çıkartılıyor. Güya önümüz bayram, hemde Kurban Bayramı. Benim ülkemin güzel insanı bu bayramı nasıl kutlayacak, kurbanını nasıl kesebilecek, büyüklerini ziyarete nasıl gidebilecek kimsenin umurunda değil. Komşu halkın refahı için insanımızı kurban ediyoruz diyeceğim ama maksadını aşan bir cümle kurduğumu da biliyorum.

Artık yeter; 2012 bütçesindeki açığın nereden kaynaklandığını sokaktaki çocuk bile biliyor ama riyasette bu bilgi değer bulmuyor! Ülkeme ithal Bakan olarak getirilip-canımıza okumuş Kemal efendi yine fetvalar vermeye başlıyor, kimse o’na SEN NE KARIŞIYORSUN demiyor!
Kurban Bayramı çok yakın.

Herkese ama herkese sesleniyorum.

BİZİM PARALI İŞTEN DAHA BÜYÜK BİR SIKINTIMIZ VAR. iŞSİZLİK BİLE SORUN DEĞİL..

Gepegenç insanlarımız kurban ediliyor. Terör diye adını koyduğunuz şu ayrılıkçı yapıyı artık çökertin.

Milletimize bayramı o zaman yaşatırsınız.

MAĞRUR OLACAKSANIZ,BEN O MAĞRURLUĞUNUZ ÖNÜNDE O ZAMAN SAYGIYLA EĞİLİRİM.

Exit mobile version