MEB, 4. SINIFTAN 12. SINIFA KADAR ÜCRETSİZ KIŞ OKULLARI UYGULAMASINI HAYATA GEÇİRDİ

Milli Eğitim Bakanlığı yaz okulları uygulamasının ardından bu yıl ilk kez kış okulları uygulamasını hayata geçirdi. 4. sınıftan 12. sınıfa kadar olan öğrenciler için ücretsiz açılan kurslar 5 Şubat Pazar gününe kadar devam edecek. Isparta’da da bilim, sanat, matematik ve İngilizce olmak üzere açılan toplam 120 kış okulu açıldı.

Binlerce öğrencinin heyecanla beklediği ara tatil başladı. Yüksek başarılar beklenen çocukların zayıf derslerinin olması velileri düşündürürken, Uzman Klinik Psikolog Begüm Demir, “Çocuğun getirmiş olduğu karne, her ne kadar onun başarısına yönelik bir sonuç gibi gözükse de ailelerin de o sonuçlarda kendi paylarının yer aldığını fark etmelidir” dedi.

İlk ve orta dereceli okullarda eğitim alan yaklaşık 19 milyon öğrenci, 20 Ocak Cuma günü karnelerini alarak 6 Şubat’a kadar sürecek olan sömestr tatiline girdi. Böylece milyonlarca evin en önemli gündem maddesi de “karne” oldu.

“Veliler kendilerini de değerlendirmeli”

Karne konusunda velileri uyaran Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Begüm Demir, “Karne, her ne kadar çocuğun başarısına yönelik bir sonuç gibi gözükse de ailelerin de o sonuçlarda kendi paylarının yer aldığını fark etmelidir” dedi. Demir, “Velilerin ‘Çocuk için uygun ders çalışma ortamı sunabildik mi? Çocuğun nasıl hissettiğini, neler yaptığını, ideallerini konuşup onu anladığımızı gösterdik mi? Onun fikirlerini önemli görüp fikir alışverişi yapabiliyor muyuz yoksa eleştirel bir tutumda yaklaşarak onu kısıtlıyor muyuz?’ gibi soruları kendilerine sormaları bu süreçte büyük önem taşır. Bunun yanında sınıf öğretmeni ve rehber öğretmenlerle de yeterli iletişime geçebilmek durumunu takip edip, neler yapılması gerektiği konusunda destek almak yardımcı olacaktır” diye konuştu.

“‘Her koşulda yanındayız’ mesajı verilmeli

Çocukların karne sonuçlarına göre farklı duygudurum değişiklikleri yaşayabileceklerinin altını çizen Demir, “Çocukların bir yarım dönem sonunda almış oldukları karne sonucunda çocuklar, ders başarılarına yönelik çeşitli duygular yaşayabilmektedirler. Heyecan, sevinç, üzüntü, öfke gibi durumlar içerisinde olabilirler. Ebeveynler ise karne sonuçları ne olursa olsun, çocuklarını bu başarı derecesinden ziyade onların her koşulda yanında olacaklarını ve kabul ettiklerini göstermeleri gerekir. Sonuçlar sevindirici olduğunda elbette takdir edeceğimiz gibi beklenilen sonuçlar gelmediğinde de onları gereken konularda destekleyebileceğimizi belirtmek ve duygularını anlayışla karşılayabilmek önemlidir” dedi.

“Olumsuz tepkiler çocuğa kendini değersiz hissettirir”

Olumsuz tepkilerin son derece yıpratıcı olabileceğini hatırlatan Demir, “Bu tepkiler çocuğun, yetersiz ve değersiz hissetmesine yol açılmış olunur. Düşük notlarının yanında daha başarılı sonuçları olan derslerini de konuşarak onu takdir ettiğimizi gösterip daha olumlu hissetmesini sağlamak ve düşük notları için neler yapılabileceğini konuşmak önemlidir. ‘Senin sonuçlarına yönelik üzgünlüğünü anlıyorum, başka derslerde başarılı olduğunu da görebiliyorum. Bu derslere de aynı özenle yaklaşarak daha iyi sonuçlar elde edebiliriz. Sence neler yapabiliriz?’ gibi onu anladığımızı ve yanında olacağımızı belirten şekilde davranmak, çocuğun daha olumlu hissetmesine ve çözüme yönelik hareket etmeye olanak sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

“Başkalarıyla kıyaslamayın”

Çocukların başarısının değerlendirilmesinde başkalarıyla kıyaslanmasından uzak durulması gerektiğini vurgulayan Demir, “Çocuğun, başarılı veya başarısız bir sonuç getirmesi fark etmeksizin o ve diğer çocuklar arasında kıyaslamaya yönelik cümleler kullanılmamalıdır. Çocuk kendi potansiyeli içerisinde değerlendirilmelidir. Aksi takdirde ‘Ben ancak başarılı olduğumda değer gören ve sevilen biri olacağım’ şeklinde yanlış öğrenmeler geliştirerek, gelecek yaşamında da bu yanlış öğrenme ile onun özgüvensiz ve kaygılı bir yapıya sahip olmasına zemin hazırlanmış olunur” değerlendirmelerinde bulundu.

Sömestr tatili nasıl değerlendirilmeli?

Demir, sömestr tatilinde çocuğa ders çalışma baskısı yerine onu geliştirebilecek aktiviteler önererek, tatilin nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda şu açıklamalarda bulundu: “Bu kısa tatil döneminde, çocuğun eksik olduğu noktaları sürekli gündeme getirmek ve ders çalışmasına zorlamak yerine çocuğu da geliştirebilecek aktivitelere yönlendirmek daha olumlu sonuçlar verecektir. Tatilin adı üstünde tatil olduğunu unutmamak önemlidir. Bu süreçte bilgisayar, telefon, tablet gibi araçlarla gereğinden fazla vakit geçirmesini önleyebilmek adına anne babaların da dahil olabileceği eğlenceli aktiviteler yapılabilir. Birlikte tiyatroya gitmek, müze gezileri yapmak ya da ev içerisinde kelime oyunları oynamak, birlikte film izlemek gibi aktiviteler çocuğun ilgi alanının genişlemesine ve aile içi iletişiminizin de kuvvetlenmesine olanak sağlayacaktır. Daha önce yapmadığınız etkinlikleri araştırıp onlara yönelmek de çocuğun bakış açısını farklılaştırarak zihinsel gelişimine de katkı sağlayacaktır. Bu tür aktiviteler de elbette çocuğun yeni döneme daha motive başlamasını sağlayarak daha başarılı olmasını desteklemiş olacaktır.”

Eğitim Danışmanı Barış Balcı, tatilin bir mola ve dinlenme olduğunu unutmayıp, çocukları ara tatilde fazla ödev ve sorumluluklarla bunaltmamak gerektiğini söyledi. Tatilin şalter kapatıp tamamen eğitimden uzaklaşmak anlamına da gelmediğini kaydeden Balcı, öğleden öncelerin 1-2 saat tekrar ve çalışma, öğleden sonraların ise eğlenceli aktivitelerle geçirilmesini önerdi.

Eğitim danışmanı Barış Balcı, ara tatilinin değerlendirilmesiyle ilgili veli öğrencilere tavsiyelerde bulundu. Tatilde çocuğa esneklik tanıyarak, eğlenmesi ve dinlenmesine fırsat verilmesi gerektiğini belirten Balcı, sınıf öğretmenlerinin ve rehber öğretmenlerin önerileri doğrultusunda tatilin hem eğlenerek hem öğrenek geçirilebileceğini söyledi.

Çocuğu Derslerle ve Ödevlerle Bunaltmayın

Adı tatil olsa bile bazen çocuklara gereğinden fazla ödev ve sorumluluk yüklediğini kaydeden Barış Balcı, “Tatili bir dinlenme-mola gibi düşünmek gerekiyor. Özellikle büyük şehirlerde çocuklar yoğun bir tempodan daha yoğun bir tempoya sokulabiliyor. Çocuk dinlenmeden, tatilin asıl işlevi yerine getirilmeden 2. Döneme geçiliyor. Çamaşır makinası çalışmadığı zaman çalışması için tekrar tekrar düğmesine basıp ‘çalış çalış’ demezsiniz. Çünkü bu bir işe yaramaz. Maalesef bazen çocuklara bunları yapıyoruz. Uzun süre öğretmen görmek, ders çalışmak, test görmek, kalem tutmak çok sağlıklı olmayabilir” dedi.

Arada bir gözün görüş alanını değiştirmesi ve beynin farklı aktivitelerle ilgilenmesinin daha sağlıklı olacağını ifade eden Balcı, “Ara tatilde; sinemaya gitmek, sevdiği akrabalarını görmek, arkadaşlarıyla eğlenmek, doğada zaman geçirmek, farklı bir şehirdeki akrabalarını ziyarete gitmek, müzikle, sanatsal aktivitelerle ya da sporla ilgilenmek çocuklara iyi gelecektir. Keyifli aktiviteler yapmaya da ihtiyaç var. Daha enerji dolu, daha toparlanmış ve moralli şekilde okula dönmelerini sağlamak gerekir” diye konuştu.

Sabah Çalış, Öğleden Sonra Eğlen

Öğleden önce insan zihninin daha aktif olduğunu ve öğrenmenin daha iyi gerçekleştiğini vurgulayan Barış Balcı öğrencilere, tatil sürecinde; öğleden önce 1-2 saat çalışmalarını, öğleden sonralarını ise eğlenceli aktivitelerle geçirmelerini önerdi. Çalışma kapsamında ders tekrarları, zayıf ve eksik dersleri tamamlama, kitap okuma ve gelecek dönemin derslerine ön hazırlık olabileceğini kaydeden Balcı, ilk haftanın özgür bırakılıp ikinci hafta çalışılmanın da tercih edilebileceğini dile getirdi.

Tatilini Bilgisayar ve TV Başında Bitirme

Bilgisayar ve TV başında uzun saatler zaman geçirmenin alışkanlık yapacağını ve okul sürecini olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunan Balcı, “Çocuk sabahtan akşama kadar bilgisayar başında olursa ona karşı bağı artar. Alışkanlık nasıl başlarsa öyle gider. Çocuğun böyle bir sürece bağlanması, daha sonra onu bırakıp derslere dönmesi, yatış kalkışa hazırlanması zor olacaktır. Hatta onu eğitim hayatından soğutabilir. Bu nedenle örneğin günlük 3 saat bilgisayar oynamasına izin verdiyseniz; bu ikiye üçe bölünebilir. Tek seferde değil de 1’er saatlik 3 seans daha sağlıklı olur. Anne baba çalışıyorsa ve çocuk evde tek kalacaksa, bilgisayar ve TV başında çok zaman geçirmemeleri için okulun veya halk eğitimin çeşitli kurslarına, sanat-müzik-spor faaliyetlerine göndermelerini öneririm” şeklinde konuştu.

Eğlenceli Kitaplar Okuyun

Barış Balcı, çocuklara ara tatilde yaşlarına ve ilgi alanlarına uygun bulmaca kitabı, çizgi roman gibi eğlenceli kitaplar ile dünya ve Türk klasiklerini okumalarını önerdi. Balcı her kitabın çocukların kelime dağarcığını geliştirmesine ve hayal gücünü güçlendirmesine dikkat çekti.

Sınav Öğrencileri Programını Aksatmasın

Eğitim Danışmanı Barış Balcı, 8. ve 12. Sınıfların yani sınav öğrencilerinin de eğlenmeye ve dinlenmeye bir miktar zaman ayırabileceğini, ifade etti anacak çalışma programlarını aksatmamalarını istedi. Balcı, “Uyku saatlerinizi değiştirmeyin. Günlük soru çözümü ve deneme rutinlerinizi aksatmadan sürdürün” dedi.

Ailece Zaman Geçirmek Çok Değerli

Ailelerin mümkünse ara tatilde çocuklarıyla zaman geçirmelerini isteyen Barış Balcı şöyle konuştu: “Çalışan anne babalar olabiliyor. İmkan varsa yıllık izinden bir hafta kullanarak birlikte zaman geçirmeleri iyi olur. Beraber sofraya oturmak, beraber yürüyüşe çıkmak, alışverişe ya da bir geziye gitmek, film izlemek birleştirici ve bütünleştirici olur. Birlikte hobilerinizle ilgilenebilirsiniz. Beraber maça gidebilir, resim çizebilir veya enstrüman çalabilirsiniz. Sevgi alışverişini artırarak, keyifli sürprizler yapabilirsiniz. Kişi sevildiğini ve önemsendiğini hissettiğinde karşılaşacağı zorluklarla daha iyi mücadele eder, daha etkili ve güçlü yol alır”.

Aile Büyükleri Ziyaret Edilmeli

Çocukların aileden model aldığı aile büyüklerini ziyaret etmelerinin, şehir dışındaki anneanne, dede, dayı, teyze,hala, amca gibi akrabalarında birkaç gün kalmalarının onlara moral ve motivasyon sağlayacağını belirten Barış Balcı şunları söyledi:

“Okul çocuklarımıza kendilerini gerçekleştirmeleri için bir fırsat sunuyor. Öğrenci aldığı eğitimin, yaptığı çalışmaların günün birinde ulaşacağı hedef ve amaçlarla ilgili bir takım sonuçları olacağını bilmeli. Bu farkındalık çok önemli. ‘Neden okula gidiyorum?, Neden yüksek not almalıyım? Neden sınavlarda başarılı olmam gerekiyor? Bunların farkına varması için güzel bir fırsat. Motive edici olması adına, model aldığı aile büyükleri kendisiyle bu yönde konuşmalar yapabilir. Ya da ileride hangi mesleği yapmak istiyorsa o meslek mensuplarıyla tanışıp konuşması ilham verici olabilir”.