Aziz gönül dostlarım! Evvelki gün mezarlığın kenarından geçiyordum,
Garip bir haller vaki oldu bana Mezar taşları sanki sallanıyorlardı, hakikâten de sallanarak başladılar beni bana göstermek için dilleri ile değilde halleri ile konuşmağa:
Bende hasem vari dinlemeğe başladım, Dediler ki: Bizden aldığını aynen anlat ki: belki bizim torunlar oldukların bazen! söyleyenler de idrak melekeleri harekete geçerde asıllarına sadık, lâyık birer cengaver olup İSLÂM bayrağını kainâtın burcuna belki dikerler dediler Eee ben de emâneti deruhte ettiğime göre, verilen vazifeyi bilâ kayd u şart yerine getirmekle mükellefim Çünkü emânete ihânetin en büyük günahlardan birisi olduğuna imân etmişim Emânete ihânet edemem, Onun için emânetlerini yerlerine arzediyorum.
SELÂM VAR:
Sana derim: Ey Müslüman Türk’oğlu:
Kabristanın yollarından Selâm var
Akçakoca, Koca Memil, Köroğlu
Fatih, Yavuz kullarından, Selâm var
Bingaziden, taaa budin’den, mohaçtan
Himalâya dağındaki yamaçtan
Şu kürrei arzı, bir uçtan-uçtan
Örten, İslâm şallarından Selâm var
Kırılan mübarek dişinden kanın
Düşmesine kanat geren sultanın
İsar sevdâsına verilen canın
Uhud, Bedir hâllerinden Selâm var
Bin yıldır yanarken sönen ateşin
Yakamayıp parlattığı Habeşin
Beşyüz yetmiş birde doğan güneşin
Nur gönderen yıllarından Selâm
Selâm diyor: mezalimi şişleyen
Isparta’yı gülleriyle fişleyen
Desenlerle halıları işleyen
Gül kokulu ellerinden Selâm var
Öz yurdundan hicret ile taşınan
Savaşırken, temmuzda da üşünen
Can verirken kardeşini düşünen
Sadık, Salih kullarından Selâm var
Son Halife gençliğine doymadan
Zalim nesli Resûllüğün saymadan
Şehâdet ya: öldürdüler, kıymadan
HAKK’a giden sallarından Selâm var
Eyyûb- selâhaddin, Battal Gaziden
İmâmı Rabbani, Şeyh Şirâziden
Milyonlarca şehidlerle gaziden
Hüseyini (r.a) güllerinden Selâm var
Turnalarla, Geylâniye Selâmı
Gönderirken iyi eyle kelâmı
Muhyiddin Arabi ilmin sultanı
Hakikâtin ballarından Selâm var
Taht kurunca gönüllerin köşküne
İlâhi sevdâyla dönmüş, şaşkına
Gece gündüz Allah (c.c) Resûl (A,S.V) aşkına
Ağlayanın sellerinden Selâm var
Serdengeçti, Necip Fazıl, Muhsine,
İyi bak, bunlara beslenen kin’e
Halbu ki: yetmezdi dünyâ tekine
Tagutların kulvarından Selâm var
Rabbim yürü diye sürse denize,
Namerdim, billâhi, acırsam size
Ergene kon, balyozcu, hepinize
Darağacı bulvarından elem var!
Biçare, kimsesiz, düşmüşse bitâb
Bunlara ilâhi kelâmda hitâb
Müjdesiyle şeref veren afitâp!
Öksüz, yetim, dullarından Selâm var
Hakikâtte şimşek gibi çakanın
Görmek için basiretle bakanın
Kaf dağındaki zümrüd-ü ankanın
Teleğinden, tellerinden selâm var
Cenk ederken akıttığı al kanın,
Bayrakta şerefi oldu İslâmın
Seher vakti yatağından kalkanın
Zikreyleyen dillerinden Selâm var
Osman Gazi (r.a) bakıp bakıp ağlıyor
Bunlar’mıdır? Benim torunum diyor
Uyan: kökün seni ona bağlıyor
Şanlı: söğüt dallarından Selâm var
Satılmış, vatansız üçbuçuk zerdüşt
Vatan girerken kim demiyor çüşt?
Meclise de bu puşt oğlu puşt
Geldiği yurt bellerinden Selâm var
Sözüm açık, İSLÂMİ’yi duyana
Rabb’dan vahyedilen hükme uyana
Sigortamızdır DADAŞ’lar diyene
Palandöken yellerinden Selâm var
Canlar: Ben verilen vazifeyi ifâ ettiğim kanaatindeyim, İrşad olmak nasib meselesi: “Nasib olan gelir çinden, maçinden. Sayha tesir mi eder? gelmiyorsa içinden! Ayrılmak istemeze cahimdeki göçünden, Mükafatını alır fazlasıyla suçundan dileğim müslümanların umûmen İslâmın Farzı olan Cihâd şuuru ile techiz edilmesidir ki: Nizam-ı Âlem yâni Allah’ın nizâmının kâinâta hakim kılınmasının tahakkuku meydana gelsin Gelsin de 300 yıldır Ağlayan coğrafyanın yüzü bir gülsün dileğimizdir bu Allah’dan Sevgilerimle.
ISPARTA
18 saat önceISPARTA
18 saat önceISPARTA
18 saat önceISPARTA
22 saat önceVİDEO GALERİ
22 saat önceISPARTA
23 saat önceISPARTA
3 gün önceISPARTA
3 gün önceISPARTA
3 gün önceISPARTA
3 gün önce