Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Cengiz Çetin

HİZMETİ NE ZAMAN GÖRECEĞİZ

Isparta’da trafiğin en yoğun olduğu üniversite caddesi günden güne tehlikeler içerisine girmektedir. Çevre yolu ne zaman yapılacak bu yol ne zaman rahatlayacak? Üniversite yolu kazalar adresi olmaktan çıkarılmalıdır. Bunun tek çaresi Sav istikametinden ve Eğirdir İstanbul yoluna girecek olan vasıtaların toki altlarından Eğirdir kavşağından Antalya istikametine bir çevre yolu ile bağlanmasıdır. Transit otobüsler kamyonlar tırlar artık şehir içine 142. Caddeye girmemeli bu caddede trafik işaretleri bile yok yayaların geçiş hakları ihlal edilmiş 90km hızla geçen otobüsler okulların bulunduğu bu caddede kişi hakları diye bir şey kalmamıştır. Onu bir tarafa koyun şehir içerisindeki kaldırımlar kime ait? Kaldırım üzerinden geçirilen yağmur suyu olukları neden yer altına alınmaz reklamlar satış eşyaları çarpık kaldırım kentleşmesinin bariz örneklerinden biridir. Zannederim birileri herhalde gelipte buraları düzeltir.

Dalkavuk tamahkârdır, denileni yapar ve öfkeyle tepki gösteren adama, “Kusura bakma seni bir ahbaba benzettim” cevabını verir. Sonradan görme, eğlenceyi bulmuştur; ikinci tokat için iki misli para vaadeder. Dalkavuk dayanamaz, yine patlatır tokadı ve bu defa “Yahu benzerlik bu kadar olur, kusura bakma, seni o arkadaşa benzettim” diye özür dileyerek vaziyeti idare eder. Üçüncü tokat teklifinde ödül üç misline çıkmıştır. Bütün cesaretini toplayarak üçüncü tokadı atan dalkavuk, öfkeden çılgına dönerek kendisini alaşağı eden adama der ki:

-Kardeş kusura bakma; sende bu ense, benim ahbabta da bu para oldukça sen daha çook tokat yersin!

Bu bayat fıkrayı size hatırlattığım için affediniz. Kestirmeden ifade edeyim; muhaliflerinde böyle bir edâ ve böyle bir zekâ olduğu müddetçe AK Parti’nin bileği sandıkta bükülmez. Kusurlarını, rakiplerinin daha iri hatalarıyla unutturan bir kişinin Kadir Gecesi’nde doğmuş olması gerekiyor galiba.

1. Çapulcular Kurultayı (Niçin “geleneksel” değil?) nâm toplantıda konuşulanları dünkü Zaman’dan hatırlarsınız. Küçük bir skeç takdiminden sonra buyurulmuş ki orada, “Hükümetin devrilmesi ve Tayyip’in gitmesi şaşırtıcı olmaz ama bizim istediğimiz bu değil; çünkü mafya ve tarikat sistemi Tayyip’i bu sürece kurban verip kendini kurtarmak isteyecektir. Buna izin vermemeliyiz. Sistem çöküp devrim gerçekleşene kadar sabırla çalışmaya devam edeceğiz.” Devamında ise ateşinin söndürülmesine fırsat verilmeden eylemlerin planlı, sistemli ve istikrarlı bir tarzda devam edeceği vurgulanmış.

Bu durumda Başbakan, “planlı, sistemli ve istikrarlı” bir şekilde seçim kazanmaya devam edecek demektir. İnsanın böyle düşmanı olduktan sonra başkaca desteğe ihtiyacı kalmıyor çünkü.

Bu arada Cizre’deki “tiyatro”yu da ihmâl etmeyelim. Yüzleri poşuyla kapalı, siyah tişörtlü gençlerin sergilediği oyunda, bir nevi güvenlik akademisinin mezuniyet töreni canlandırılmış! Eğitimlerini muvaffakiyetle (!) tamamlayan PKK’lı gençler, batılı kolejlerden ithal edilen kep fırlatma âdeti yerine mezuniyetlerini caddede lastik yakıp trafiği engelleyip araçlara kimlik uygulaması yaparak kutlamışlar. Hemen ardından polis amcalar, “Müsamere bitti çocuklar, haydi bakalım” diyerek çiçeği burnunda naylon asayiş elemanlarını dağıtıvermiş.

Bu akılların PKK’ya ne yararı olur kestiremiyorum ama yüzer-gezer vaziyetteki vatandaşın sahici bir tercih yapma ânı geldiğinde, -üstelik “Allah başımızdan eksik etmesin” dualarıyla yine de hükümete oy vereceğinden artık adım gibi eminim.

Dikkat buyruldu ise ülkenin meşrû muhalefet unsurlarının icraatından henüz bahsetmedim ve işin acı tarafı, “Onu öyle demezler/ Peynir ekmek yemezler…” tekerlemesinden öte bahse değer bir icraatları da mevcut bulunmuyor. Britanya Adası’nda muhalefet “Majestelerinin muhalefeti” diye adlandırılır; legal ve illegal unsurlarıyla bizdeki hükümet aleyhtarlarına böyle bir sıfat verilse yeridir, zira yapıp ettikleriyle mevcut hükûmetin ve Başbakan’ın ne kadar meşrû ve lâzım olduğunu vurgulamaktan başka bir şey gelmiyor ellerinden.

Haddim olmayarak -ama sırf demokrasi nâmına- muhalif cepheye “duran saat” taklidi yapmalarını tavsiye ederim; böylece hükümete şimdikinden daha büyük zarar vereceklerinden şüphe edilmez.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER