DEVLETİN MALINI, MÜLKÜNÜ ÇALANIN, ZARAR VERENİN VE KORUMAYANIN TERÖRİSTLERDEN, PKK’DAN FARKI YOKTUR.
Rüşvet Kapılarını Kapatmak, Devletin Malını İtibarını, Milletin Hakkını Korumak … Devlet Malını Koruma konusunda en belirgin örneği okullarımızdan vereceğim. Çünkü Devletini, Milletini, Vatanını, Bayrağını ve tüm kutsal değerlerini sevmek ve korumanın, onlara sahip çıkmanın birinci basamağıdır Okullar. Genç dimağlara evde, ailede, toplumda kazandırılamayan bu duygu ve hissi okullarda daha küçücükken kazandırmak gerekir.
Malum Okullar kapandı ve şöyle gezip dolaştım hemen hemen tüm okulları, tuvaletlerinden dersliklerine, yemekhanelerden, yatakhanelere, okul bahçelerinden okul duvarlarına kadar inceledim ve gördüm ki duvarları yazılmış-çizilmiş, karalanmış, demir, tahta ve diğer aksamlar kırılmış, yeni yeni sıraların vidaları sökülmüş, akıllı tahtalara çizik atılmış, tuvalet çeşme, muslukları hatta tuvalet taşı veya lavaboların taşları bile hususi kırılmış, kapılarına tekme atılarak kırılmış, oyulmuş, sıva ve badanaları defter sayfalarına yazılmaya üşenmenin tersine uzun uzun hikayeler, aşk şiirleri, ilan-ı aşklar, falan-filan.
İyi de kardeşim iş söze gelince bir numaralı milliyetçi, mukaddesatçı, ahlaklı, çalmayan ve çırpmayan kesiliyoruz da bunları uzaylılar mı gelip yapıyor? Anlayabilmiş değilim. Bir öğrencinin devlete senelik personel maaş, taşıma, yemek, barınma, elektrik, su , bedava kitap, ekipman, ısınma, internet vs. giderlerini sorguladım inanılmaz bir rakam çıktı. Sizler de inanamayacaksınız. Evet İlk ve orta dereceli okullarda 1 öğrencinin devlete 1 yıllık maliyeti tam tamına 6176,13.-Tl. Yazık değil mi? İşte o yüzden bu güzelim devletimizin mallarını kırıp döken, yazan, çizen, atan, satanlara, zarar verenlere teröristten ne farkı var diyorum. Bu sadece okullarda olanlar.
Diğer devlet dairelerindeki kağıt, malzeme, temizlik malzemesi, alet, edevat, benzin, motorin..vs.vs. aklınıza ne geliyorsa aklınıza gelmeyecek meblağlarda israflar var. Malzeme varken malzeme alınmış, yenisi açılmış eskisi daha kullanımdayken depoya kaldırılmış. Ya da çok zengin bir devletmişiz gibi gerek yokken yeniden alımlar yapılmış. Lüks, ihtişam gırla gidiyor. Bir Cumhuriyetin ilk ve ikinci çeyreğindeki devletin ve milletin haline bakıyorum, bir de şimdikine ve utanç duyuyorum, düğümleniyor duygularım boğazımda ve gözlerim yaşla doluyor. Bu devleti ve milleti ayakta tutabilmek için bin bir yokluklarla yola çıkan insanların ahını alıyoruz diyorum. Yukarıdaki savurganlıklara hiç mi hiç değinmeyeceğim.
Çünkü siyaset yapıyorsun diyecekler ve de bunları ulusal basından, televizyonlardan, siyasilerden her gün duyuyoruz. Ve en önemlisini de devletin ve hükümetin en yetkili ağzı olan, sözcüsü olan Bülent Arınç zaten söz etti. ‘Biz çok israfçı davranıyoruz ve bizim israflarımızla bu devlet bu kadar daha büyürdü” demedi mi? Evet devletin ve milletin israf ettikleri ile bu millet ve devlet bu kadar daha zengin olurdu. Bakın Araştırmacı Yazar Mustafa Öselmiş Devlet malı konusunda neler dile getirmiş. Buradan sonrasını mutlaka dikkatle ve ellerinizin arasına başınızı koyarak okuyun. Okuyun ki evlatlarınızı buna göre yetiştirmenin hem bu dünya, hem öbür dünya, hem gelecek nesillerimiz için, hem de öksüz ve yetim hakkı konusunda ne kadar faydalı olacağını göreceksiniz. Aynen aktarıyorum.
YORUMLAR