Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 14 ilde kamu-özel işbirliği ile yapılacak olan 15 şehir hastanesinin imza törenine katıldı. Düzenlenen törende Isparta Şehir Hastaneleri projesinin de imzaları atılmış oldu.Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, “Önümüzdeki hafta Çarşamba günü programımızda bir değişiklik olmazsa Ankara Bilkent’te ilk şehir hastanemizin de temelini atacağız.
Aslında ilk temeli Kayseri’de atmıştım ama bu gelişmelerden sonra ilk temeli Bilkent’te atacağız. Bu hastaneler tamamlandığında gerek bulundukları şehirde, gerek yakın şehirlerde hastalarımızın kampüse girecek, konforlu şekilde, huzur veren bir ortamda kaliteli hizmet anlayışla şifa bularak evlerine dönecektir” dedi.
14 ilde kamu-özel işbirliği ile gerçekleştirilecek olan 15 şehir hastanesinin toplam yatak kapasitesi 24 bin 405 olacak. Şehir hastaneleri kampüslerinde genel hastanelerin yanı sıra Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Kalp Damar Hastalıkları Hastanesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, Onkoloji Hastanesi, Ruh Sağlığı Hastanesi, Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi gibi Dal hastaneleri bulunacak.
Düzenlenen törende Adana, Ankara Bilkent, Ankara Etlik, Elazığ, Gaziantep, İstanbul İkitelli, Kayseri, Mersin, Yozgat, İzmir Bayraklı, Konya, Manisa, Bursa, Kocaeli ve Isparta şehir hastaneleri ile Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Binası projesinin imzaları atılmış oldu.
BAŞBAKAN ERDOĞAN: “ŞEHİR HASTANELERİ PROJESİ 11 YIL ÖNCEKİ HAYALİMDİ”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şehir hastaneleri projesinin 11 yıl önceki hayali olduğunu belirterek, “Aslında eğitimde de bu hedefimiz vardı ama maalesef başaramadık” dedi.
14 ilde kamu-özel işbirliği ile yapılacak olan 15 şehir hastanesi projesinin imza töreni Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, AK Parti İstanbul Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve çok sayıda kişi katıldı.
Törende konuşan Başbakan Erdoğan, yargıda yaşanan sıkıntılar nedeniyle üzüntü duyduğunu belirterek, “Üzgünlüğümün altında yatan gerçek şu; aslında bu projelerin belki de bir kısmı şu anda bitmiş olacaktı. Maalesef ülkemizde yargıda zaman zaman çok ciddi sıkıntılar çektiğimizi ifade etmem gerekiyor. Aylarımız, senelerimiz ne yazık ki bu inşaatları başlatamamakla geçti. Bunları başlatabilseydik şu anda bitmiş olacak ve halkımıza hizmet veriyor olacaktı. Ama çok basit yerlere takılmak suretiyle engellenen bu yatırımlar vatanımıza, milletimize, insanımıza zarar verdi. Bunlar hakkında artık benim söyleyecek bir şeyim yok. Bunları havale edilmesi gereken en yüze makama havale ettik. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte buna benzer engellerle karşı karşıya kalmayız” dedi.
Artık kamu-özel işbirliğini ispat ettiklerini anlatan Erdoğan, “Eğer siz finansman yönetimi, insan yönetimi, bilgi yönetimi nedir bunu biliyorsanız bu eserleri ortaya koyarsınız. Ama bundan bihaber olanlar ‘ne yapalım finans bulamadık, onun için kaldı’ derler” diye konuştu.
24 bin 407 hasta yatağı kapasiteli, 79 hastane ve 1 halk sağlığı kurumunun inşasına aynı anda start verdiklerini aktaran Erdoğan, 14 ilde kurulacak hastanelerin sadece bulundukları şehirlere değil, çevrelerindeki diğer şehirlere de hizmet vereceklerini söyledi. Erdoğan, “Bunların üzerine çok tartışmalar yapıldı. Bizzat bunlara ‘şehir hastanesi’ adını vereceğiz. Bu adı verirken de bunların bir işlevi olacak. Aynı zamanda çevre şehirlere de hizmet verecek. 14 ilimize şehir hastanesi inşa ediyoruz ancak 24 ilimiz bundan istifade edecek. Bugün sağlıkta yeni ve tarihi bir dönüşümü gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, şehir hastaneleri projesinin 11 yıl önce en önemli hayallerinden bir tanesi olduğunu belirterek, “Aslında sadece sağlıkta değil, eğitimde de bu hedefimiz vardı. Ama eğitimde bu işi maalesef başaramadık” dedi.
Kamu-özel işbirliğine vurgu yapan Erdoğan, müteahhitlere seslenerek, “Gelin bize güzel, şık okullar yapın. Biz sizden hizmet alımıyla bunları kiralayalım. Okul açığımızı kapatalım, üniversite açıklarımızı kapatalım ve böylece Türkiye’de artık yavrularımız eğitimde de, sağlıkta da bu açıklarını gidermiş olsun” diye konuştu.
Türkiye’de hizmet ve proje üretmenin, icraat yapmanın sadece mekanlar bakımından değil, zihniyet bakımından da zor olduğunu anlatan Erdoğan, “Öyle zihniyetler var ki siz bir meydan düzenlemesi, yol yapacaksınız, birileri gelip önünüzü kesebiliyor. Yasamın içerisinde olan milletvekilleri de olabiliyor, onların peşine takılan bazı kesimler de olabiliyor. Sizin yeşille ilgili yaptıklarınız kimsenin dikkatini çekmez. Yol yapıyorsunuz, projesi hazır ama bakıyorsunuz ‘bunu kim yaptı ak parti iktidarı yaptı, istemeyiz’ diyorlar. Bunlar geçmişleriyle de böyle. Nelerin önüne geçmediler ki. Birinci, ikinci köprüde de aynı şey oldu, üçüncü köprüde de aynı şey oluyor. Allah’tan Marmaray’ı göremediler de Marmaray bitti. Tüp geçit var göremiyorlar, alttan yürüyor” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, konuşmasında muhalefeti de eleştirerek, “Çalışanı üreteni, hizmet götüreni taşlamayı muhalefet zannediyorlar. Bu millet oyunu satmayacak kadar, oyunu kömüre, makarnaya, bir torba pirince vermeyecek kadar asil, onurlu ve şerefli bir millettir. Biz sabah namazından sonra SSK Okmeydanı Hastanesi’ne gider, kuyruğa girer, numara alırdık, ondan sonra evden rahmetli anam gelir tedavi olurdu. O zamanlar genel müdürdü beyefendi. Onların genel müdürlüğünde bunları yaşadık. İlaç bulamıyorduk” şeklinde konuştu.
Erdoğan, Gezi olaylarına da atıfta bulunup, gençlere seslenerek, “İstiyorum ki genç yavrularımız bu yanlış bilgilendirmeden kurtulsun. Sosyal medyada twit atmak önemli bir şey. Ama doğru bilgiye ulaşmak, doğru bilgiyi aktarmak da bizim gençliğimizin şanından olmalı. Çünkü yanlış bilgilerle gençlerimiz aldatılıyor. Benim genç kardeşlerimin bilgi stoğunda hastanelerden üzerinde ‘satılamaz’ kaydı olan ilaçların çalınmasına müsaade etmek yatar mı? Bunları hastanelerde çalmak suretiyle bir otelin bodrum katına stoklamak suretiyle orada bunları kullananlara dürüst gözüyle bakılabilir mi?” dedi.